Bazi’nin Türkçe karşılığı Kader Tablosu diye geçiyor. Önce biraz geçmişinden bahseden misiniz?
Çin Astrolojisinde “kader”in ve “karma”anın açılımı, tanımı nedir?
“Yolunuzdaki taşları bulalım ve birlikte kaldıralım” diye bir sloganınız var. Hiç kaldırılamayacak olan taşlar da yok mu?
Kaldırılabilecek olanları nasıl görüyorsunuz?
Dört sütun neyi anlatıyor?
Atalarımızın kayıtlarının bizim hayatımızda da görülebileceğinden bahsediyorsunuz. Diyelim ki büyük maddi kayıp yaşamış bir atanın mirasını taşıyan bir danışan var. Siz onun hayatındaki bu taşı kaldırmasını nasıl destekliyorsunuz?
Günlük aylık ritüeller ya da uygulamalar mı var? Bunlardan bahsededer misiniz?
Bazi Analizi’nin Batı astrolojisinden farkı nedir? Yoksa ikisi de farklı yollardan gidip aynı sonuca ulaşır mı?
Kişinin Bazı tablosu için yine doğumu tarihi ve saati mi gerekiyor?
Bir fikir edinmek için kendi bazı tablomuzu görebilir miyiz, bize bir anlam ifade eder mi?
Ülkelerin de bazı tabloları var mı? Yorumlanabilir mi?
Hangi tür olursa olsun astrolojide “kehanet” algısı var. Siz bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?
BaZi ( Kaderin Dört Sütunu )
BaZi Analizine bir nevi Kader Analizi “Four Pillars of Destiny” yani Kaderin Dört Sütunu olarak adlandırılıyor.
BaZi; Çin Astrolojisi sistemi içinde yer alır. Yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahip olan BaZi “Kaderin Dört Sütunu” yöntemi, bir hipotezle başlamış ve sonrasında birçok gözlem, araştırma ve tabi deneyimle güvenilir sonuçlara ve formüllere dönüştürülerek günümüze gelmiştir. Bu köklü ve deneyimlenmiş analiz yöntemi, nesilden nesile aktarılarak, hayat deneyimlerinin zenginleşmesi, yaşamlarımızın anlam kazanmasına imkan tanır. Yaşamın her alanında aklımıza gelen sorulara cevaplar sunan “Kaderin Dört Sütunu” metodu oluşturulmuş.
Ancak bir de Taoist bir BaZi var. Aslında benim anlatmaya çalıştığım bu. Taoist BaZi ve Çin Astrolojisi tümden bire, birden de tüme gitmemize araç sağlayan ve kuralları olan, net, bu kurallar doğrultusunda ilerlendiğinde mutlaka sonuca götüren bir yapı.
Tao geleneksel kavramdır aslında. Taoizmin adını aldığı kült eser Tao Te Ching’de şöyle yazar “Anlatılabilen Tao, Tao değildir.’’ “Tanımlamaz ancak her şey aslında Tao’nun içindedir.”
Tao büyük bir çatının ortak adıdır. Taoist uygulamalar ise bu çatı altındaki disiplinlerdir. Bu disiplinlerin her biri sizi kendi doğanızdaki nihai varış noktasına ulaştırabilme hedefi gözetir. Taoist BaZi ve Çin Asrolojisi’nde köklü deneyim, iç gözlem çok önemli bir yere sahiptir. Yaşam, yaşama dair her şey, rüzgar, su, ateş, mevsimler, hayvanlar, insanlar, daha bir çok şey, bunların birbirleriyle olan ilişkileri çok büyük önem arz eder.
Enerji her alanda olduğu gibi burada da çok önemlidir. Aslında her şey enerjinin faz değişimidir. Elbette doğa olayları, depremler, yıldırım, ay fazları, dolunay da aslında enerjinin değişen halleridir. Örneğin yakın bir zamanda güneş tutulması oldu. Bu tür olaylar birçok alanda çok büyük önem arz eder ve üzerinde çalışmalar, incelemeler yapılır.
Bu arada bu olayların etkilerini azaltmak adına Ustamla paylaştığım ve büyük bir sevgiyle paylaşmamı istediği bir Dolunay şifa duamı da sırası gelmişken aktarmak istiyorum. Ardından hemen BaZi Analizine geçeceğim.
‘’Yeryüzüne, gökyüzüne; Ay’a, yıldızlara. Güneşe, bulutlara, yağmura, açan çiçekten, kuruyan yaprağa. Dağa, taşa, suya, ırmağa, toprak anaya. Ruhlarımızdan yansıyan merhamete ve bunu farkettiren yüceliğe binlerce kez şükürler olsun. Sevgiye, sevgisizliğe, açlığa tokluğa, desteklerini alabildiğimiz, alamadığımız tüm yüce varlıklara. Tüm Varoluşa hakim olan Yüce Yaradan’a, Yaratıcı’nın yardımcılarına. Soyumuzdan akan olgunluk ve bilgeliğe, coşkuya milyonlarca kez şükürler olsun. Şükürleri dile getiren ruhlarımıza, yoldaşlarımıza şimdiden şükranlardan yol olsun.
Bu şükran tüm okuyan güzel dillere vazgeçilmez söz; tüm kapalı, yaralı, acıyan kalplere şifa, tüm kısıtlı kalan ruhlara özgürlük, rehber olsun. Tüm soylarının arkasındaki bilgeliği arayanlara rehber ve yoldaş olsun…’’
Sevgilerimle
Burcu ERİM DURAL
Bunu her tutulma ve dolunayda okuyabilirsiniz.
Taoist BaZi ve Çin Astrolojisi
Biliyoruz ki her an büyük enerjiler ve değişimler içerisindeyiz. Nefes alıp vermekle başlayan bu enerjiyi ve değişimi tüm yılların ayların, günlerin ve saatlerin içerisinde görebilirsiniz. Doğduğunuz anda sizi saran enerji, karma ve kaderinizdir. Doğum tarihi, gün, ay, yıl ve saat bilgilerinde matematiksel olarak oluşan ve görülen enerjiler, biri diğerinin üzerinde gelecek şekilde dört sütun dediğimiz metodun içinde yer alırlar. BaZi Tablonuzda yer alan her özellik (bir element veya bir burç sembolü), benzersiz bir enerji bilgilerini taşır. Ve bu bilgiler güçlü bir etkileşimle sizin karma ve kaderinizi resmeder.
BaZi Nasıl Karma ve Kaderi Resmedebilir?
Öncelikle Karma ve Kader’i anlamamız gerekir. Tüm bilgiler, yaşam evren birbirine bağlıdır. İster enerji, ister ışık, ister iplikçik ile bağlı deyin ancak her birimiz birbirimize bir şekilde bağlıyız. Ne ülke, ne insanlar, ne hayvanlar ve de canlı varlıklar hiç birimiz birbirimizden ayrı değiliz.
Kader ilahi planda yaşamamız gereken, almamız gereken ve bu bedenin ruhun alması gereken derslerin bütünüdür diyebiliriz.
Ancak karma sadece bu beden ve ruha ait olmayan, nesillerin borç ve alacakları doğrultusunda ilerleyen sebep sonuç ilişkisini içeren bir döngüdür. Karmada yaşamın bir döngü ve sebep sonuç ilişkisi olduğundan her birimiz artık farkındayız. Genel olarak, karma bir sebep sonuç ilişkisi neticesinde oluşur. Öncül koşullar, eylemler, düşünceler, duygular, duyguların izlenimleri ve arzular hepsi büyük bir etmendir. Ancak karma tanımını bu şekilde ifade etmek çok yetersiz olacaktır.
Çoğu zaman sabit bir kader kavramı ile tanımlanmaya çalışılsa da net bir tanım olmaz. Çünkü karma kaderi etkiler, ancak kader karma değildir.
Atalarımızdan, seçimlerimizden, kararlarımızdan oluşan sebep ve sonuçlar ile gelen etkiler yaşamı, kaderi şekillendirir. Karmayı düğümler veya düğümleri açar.
Karmamız tarafından hapsedilmek ve nedenin her zaman başka yerde olduğunu düşünmek kolaydır. Kontrolümüz dışındaki koşullarla oluşturulmuş karma borçlarına tutsak olmak da şart değildir. Bu kısmen değiştirilebilir. Sadece iyilik yaparak ve iyi, erdemli bir birey olarak dahi değişimi başlatmamız mümkündür.
Konumuza gelecek olursak;
BaZi “Kaderin Dört Sütunu”, yaşamımızı 3 bölümde inceler. Çin Astrolojisi ve BaZi genel anlatımında ‘’3 Kader’’ değil de ‘’3 şans’’ olarak ele alır.
İlk Şans: Göksel Kader (Göksel Şans) olarak tanımlanır.
Göksel Kader (Şans) bizim Levh-i Mahfuz olarak adlandırdığımız ve kesin olan; değiştirilemeyecek olan kaderimizdir. Bu ne yaparsak yapalım değiştirme şansımızın olmadığı KADER’imizdir.
En basit örneği ile; ailemiz, babamız, annemiz, doğum sırasındaki bedenimiz, göz rengimiz, uzunluk, kısalık vb. özelliklerimiz. Veya biz derinden sarsacak ve değişime maruz kalacağımız kazanç, kayıp, kaza, ölüm, evlilik vb. yaşam şartlarından bazıları gibi.
İkinci Şans: Yersel Kader (Yersel Şans)
Doğduğumuz yer, yaşadığımız veya yaşayacağımız alan, ülke, mevki yaşamımızın Feng Shui’si de diyebiliriz kabaca. Tabi bu kadarla sınır değil.
Bu nasıl Kader (Şans) derseniz;
Türkiye sınırları içerisinde doğmuş olmak büyük bir şans. Baktığımızda her ne kadar bazı koşullarını beğenmesek de bazen tüme bakıldığında er ya da geç büyük denge kurabilen bir kadere sahip bir ülke. Bu da kişiye ister istemez şans getiriyor.
Sadece ülkeler değil tabi dağlar, denizler, ovalar ve benzeri birçok unsur var Yersel Şansı içeren ve şansı etkileyen. Baktığınızda bir yandan doğduğunuz yerinde etkilerini üzerinizde taşıyorsunuz çünkü. Örneğin sıcak ülkede veya yerde yaşayanların daha rahat ve neşeli olması, soğuk karasal bir yerde yaşayanların da daha katı ve dost canlısı, yardımsever olması gibi. Tüm bunları ele alacak olursak böyle bir yerde karmanıza etki ediyor; diğer bir yandan da karmanızın etkisiyle orada doğmuş oluyorsunuz gibi bir durum da söz konusu. Hepsi bir bütün. Burada kabaca anlatmaya çalışıyorum sadece.
Üçüncü Şans: İnsanlık Kaderi (Şansı);
Bu her zaman her yerde sorulan ve çok düşündüren bir konuyu kapsıyor. Özgür irade denilen şey ve bunlarla oluşturulan veya yitirilen şans, örülen kader diye tanımlanabilir.
Bu konu çok uzayabilir ancak bir örnekle anlatmaya çalışırsak;
Bir ana tema var. Ve Levh-i Mahfuz’unuzda (yani kaderinizde değiştirilemeyecek bir şey var.
Örneğin çok güzel bir işte ilerlerken bir seçim yapıp değişiklik yapmanız gerekli. Burada işten ayrılıp ayrılmamak sizin kendi kararınız. İşten ayrılıp ‘’x’’ işiniz yapmayı seçebilirsiniz. Ya da’’ y’’ işinde devam edebilirsiniz.) bu kararı siz verdikten sonra yaşananların Levh-i Mahfuz la (yani değiştirilemeyen kaderinizle hiçbir ilgisi yok. Burada siz ayrılıp ‘’x’’ işine geçtiniz ve kendinize yeni bir yol açtınız. Bundan sonra ne yapmak istediğiniz ve yapacağınız size bağlı. Bir seçim diğer seçimleri doğurdu ve bu bir yaşam ağı oluşturdu. İşte bu insanlık kaderiniz (şansınız). Bunun sorumluluğu size ait. Yani kendi kaderinizi kendiniz yazabilirsiniz deyimi burada devreye giriyor.
Burada; “e yani her şeyden ben mi sorumluğum” dediğiniz nokta da hem hayır hem evet cevabını verebilirim. Şöyle ki;
Bir seçim söz konusu olduğunda seçimi yapan sizsiniz. Ancak o seçim içerisinde Göksel kaderinizde almanız ve yaşamanız gereken büyük bir dersler var, yaşamanız gereken bir olay var ise neyi seçerseniz seçin o büyük dersleri alıyor ve olayı yaşıyorsunuz. Seçiminiz sadece yaşanan olaydaki kişileri, yeri vb. şeyleri değiştiriyor ancak o olay sonucunda alınması gereken özde ders size geliyor.
Çok kısa bir örnek ile perçinleştirecek olursak; bir kadın bir adamı seviyor ancak kendini yeterince güzel bulmuyor ve sonunda bunun için estetik yaptırmaya karar veriyor. Estetiği yaptırmak insanlık kaderi(şansı)dir.
“Yolunuzdaki taşları bulalım ve birlikte kaldıralım” diye bir sloganınız var. Hiç kaldırılamayacak olan taşlar da yok mu?
Elbette var, dediğim gibi eğer bir taş Göksel kaderinize dahil ise bunu hiçbir şekilde kaldıramazsınız. Bu kaderi reddetmek olur. Kaderin üstünde olduğunuzu söylemek olur ki bu doğru olamaz. En azından benim bilgilerimle…
Burada anlaşılması gereken %40 değiştirilemeyen bir kader (şans) var ise %60 oranında değişim şansı mümkün. Zor, sancılı, uzun bir yol ancak gidilemeyecek bir yol değil.
Bu konuda altını şiddetle çizmek istediğim bir şey var. Bu değişim, dönüşüm, ilerleme veya yolunuzdaki taşların kalması sizin isteklerinizin gerçekleşmesi anlamına kesinlikle gelmiyor. Yaşam puzzle’nızdaki eksik parçaların yerine konulmasını ve bütün olmanızı sağlıyor. Puzzle’nız tamamlandığında o resimde istekleriniz de varsa ne mutlu size.
Değişim sizinle başlıyor. Siz bilincinizin dönüşümü ve bakışınızın dönüşümü ile başlıyor. Doğduğunuz anda eksik olan puzzle ile ancak buraya kadar gelebildiniz. Belki yaşama her zaman dediğim gibi hep alt katlardan, bir şey eksik olarak baktınız. Puzzle tamamlandığında bir rezidanstan, bir dağın zirvesinden ya da gökyüzünden bakacak tüm şehir ve belki de ülkeyi görebileceksiniz. Bu sizin Göksel Kaderinize bağlı. Tüm puzzle’a ne çizildiyse onu tam yaşayacaksınız.
Hepimiz bir karma ve kader ile doğduk. Ve her nefeste yenilerini oluşturuyoruz. Amaç tertemiz olabildiğince nazik ve sevecen bir kalp ile yürüyebilmek.
Bir dualite savaşı içindeyiz. İyi ve kötünün, gerçek ile yalanın savaşı. Bunu bir anda yok etmek mümkün değil elbette. Ancak daha olumluya ve pozitife doğru yol almak ve gitmek için çabalamak mümkün.
Yolumuzda taş olmayan var mı? Ben hiç duymadım. Bunları görmek birlikte kaldırmak veya kaldırmaya çalışmak en sevdiğim şey. Çünkü bana da birileri kendi deneyimleri doğrultusunda öğretirken en büyük, canımı acıtan, en yorucu taşlarımı kaldırmama yardım etti. Hala da ediyor. Önemli olan yaptığınız ve insanlara aktarmayı istediğiniz şeyi deneyimleyerek yol almış olmanız. Ben 7 yıldır bu konuda ilerliyorum. Ve birçok deneyimim oldu. Birçok çalışma yaptım. Ancak en büyük ve en sancılı olan ve kaldıramam dediğim taşlarımı da kaldırdığım için bugün bunları paylaşabiliyorum.
Daha çok taş çıkacak önümüze ve birlikte kaldıracağız. Ben taşsız yürüyorum demek tekamül yolunda en büyük engeldir benim ve bizim için. Ben, biz sadece arınarak yürüyoruz ve isteyenle de bunu paylaşmaktan keyif alıyoruz.
Kaldırılabilecek olanları nasıl görüyorsunuz?
Önce Taoist BaZi Analizine bakıyoruz. Ve bize geldiğinde belli bir hedefi oluyor. Normal rutin bir Astrolojik bir yorum istiyorsa genel bir bilgi sunuyoruz. Ancak; analizine baktığımızda zaten net bir şekilde bir yerde veya belki de birkaç alanda problemi olduğunu görüyoruz.
Taoist BaZi (Kaderin Dört Sütunu) tüm yaşam resmi ve matematiği orada aslına bakarsanız. Tabi kişinin tercihi doğrultusunda ilerliyor her şey. Yaşamında sıkıntıları var ancak değişebileceğine inanmıyorsa bizim bir şeyleri zorla değiştirebilme gibi bir şansımız yok. Ya da bunu yapamaya zorlama. Bu nedenle kişi tercih ederse konular paylaşılıyor, isteği doğrultusunda ilerleniyor.
Dört sütun neyi anlatıyor?
Örneğin: 20 Eylül 2019 saat: 09.49 doğumlu bir kadının çok kaba bir haritası aşağıda burada mevcut.
Örneğin bu doğum tarihine sahip olacak kişi çok güzel bir dış görünüşe sahip ve çok yetenekli. Duygusal ve kadir kıymet bilen ve arkadaşları tarafından çok sevilecek korunacak biri. Bunun yanında sözünü esirgemeyen, keskin sözleri, yumuşak, sevecen bir kalp ve yetenek bakımından donanımlı bir arkadaşımız olacak. Ve muhtemelen zengin bir aileye doğdu veya para ile ilişkisi iyi olacak…
Böyle bir kişinin aileden gelen büyük miraslarından biri ilişkileri olarak görülüyor. Aşk ilişkilerinde büyük deneyimler yaşayabileceğini ön görebiliriz mesela…
BaZi (Kaderin Dört Sütunu) tablosunda her bir sütunun, element ve tabi burcun sembollerinin birbirleriyle olan uyum ve uyumsuzlukları, denge ve dengesizlikleri görülüyor. Her bir sütunun ve sekiz haneden her birinin, hayatımızdaki yeri farklı oluyor. Ailemizdeki kişileri, işyerindeki farklı seviyelerdeki insanları, atalarımızı, ebeveynler/eşler/çocuklarla ilgili bilgileri, yaş aralıklarımızı, dışa gösterdiğimiz yönümüzü ve içsel yapımızı, kariyer dönemlerimizi, sağlığımızla ilgili bilgileri, karakter ve yapısal özelliklerimizi, potansiyel finansal kazanç alanlarımızı, para akış bilgilerini, yetenekli olduğumuz/olacağımız meslekleri, hayatımızdaki eksik veya fazla olan bilgileri anlatır.
Buna ek olarak, ek tablolarımızda şuan ki ve ilerleyen hayatınız içinde “on yıllık şans dönemleri”, yıllar ve aylarla değişen enerjilerin, BaZi tablosu üzerindeki etkileri aynı şekilde incelenerek, hayatta ne tür deneyimlerden geçtiğinizi, geçeceğinizi ve geçme ihtimaliniz olduğunu, aşk hayatınız ve kariyerinizde daha da başarılı olabilmek için neler yapmanız gerektiğini, sağlığınızla ilgili dikkat etmeniz ve önlem almanız gereken konuları anlatır.
İlişkilerde, evlilik ve partner seçimi için BaZi tablosunun sizin tablonuzla karşılaştırılması sonucu elde edilecek uyum/uyumsuzluk oranının hesaplanması ve buna benzer hayatınızdaki önemli alanlarla ilgili analiz ve bilgiler elde etmek için yararlı bir kaynaktır.
Atalarımızın kayıtlarının bizim hayatımızda da görülebileceğinden bahsediyorsunuz. Diyelim ki büyük maddi kayıp yaşamış bir atanın mirasını taşıyan bir danışan var. Siz onun hayatındaki bu taşı kaldırmasını nasıl destekliyorsunuz?
Öncelikle bu miras ona atadan da gelmiş olabilir ancak kendi göksel kaderi (yaşaması istenen kader) de olabilir. Öncelikle bunun ayrımını yapmalıyız. Ancak en öncelikli isteyeceğim şey her ne olursa olsun, Her ne yaparsa yapsın Atalarınızı bağışlamak, affetmek, kendinizi onlardan onların bu parçalarını da sizden özgür bırakmak olacak.
Taşıdığınız öfke, kırgınlık, kızgınlık veya her ne duygu ise ondan önce size ağırlık yapıyor ve hiç olmadığı halde o kayıt, o mirası taşıyormuş gibi yaşıyor olabilirsiniz.
Evet; atalarımızdan miras genlerle bu dünyaya doğduk. (Atalarımızdan kasıt sadece anneanne, babaanne, dedeler değil çok daha derin. Bunu da belirtmek istiyorum özellikle. 7 nesil herkesten sorumluyuz, onlarda bizden. Sadece siz değil bütün nesilleriniz sorumlu) Bedenen bile; bakın çevrenize bir yakın veya uzak bir akrabanıza mutlaka benziyorsunuz. Saçlarınız halaya, konuşmanız babaya, gözleriniz anneye vs. Öyle değil mi?
Peki hepimiz sonsuz bir gen havuzundan geliyorsak sadece bedenimizin benzemesi ile mi sınırlı kalıyor bu durum? Elbette ki hayır. Bu mümkün değil.
En yakınlarınıza bakın mesela büyük büyük annede bir rahatsızlık var veya uzun yaşıyor, çok güzel bir yüzü var, çok kısmetli veya kısmetsiz gibi tanımlarla baktığınızda bir akraba veya nesilden biri hemen akıllarına gelir eskilerin. Ya da 5. nesilde babadan oğula iflas var şimdiki nesilde birinde mutlaka iflas durumları yaşanıyor. Bunlar en basit örnekler. Bu örnekler kader aktarımının sadece görülen yüzleri, bir kısmı.
Bunlar nasıl ayrılıyor diye soracak olursanız; eğer sizin haritanızda sütunlara bakıyoruz. Bazı sütunlarda göksel kader görülebilir. Buna istinaden zaten görüşmelerde çalışmalarda ilerlenebilir.
Ancak neslinizde olan her şey sizde çıkacak diye bir durum söz konusu değil. Tıpkı bedeniniz gibi. Tüm nesile benzemiyor sadece birkaçının özelliklerini taşıyor olmanız gibi.
Günlük aylık ritüeller ya da uygulamalar mı var? Bunlardan bahsededer misiniz?
Ritüel demekten çok çalışma demeyi tercih ediyorum. Çünkü büyük emek ve öz veri gerektiren tercihe göre değişen birkaç çalışma mevcut. Bunlar Taoizime ait çok köklü öğretilerin, yaklaşık 5000 yıllık çalışmaları olduğu için çok önem verilmesi yerinde olur.
Her ay belli günlerde en az 3 en fazla 8 gün olabilecek şekilde, kişiye ve doğum tarihine göre 2 mudra ve 2 mantra’dan oluşan bir çalışma mevcut. Bazı aylar daha yoğun bazı aylarda daha az çalışabileceği nefes ve meditasyon içeren bir çalışma.
Kulağa sıradan bir meditasyon veya nefes tekniği gibi gelse dahi Taoist bir çalışma olduğu için daha ilk uygulamada etkisinin görüldüğü ve çok şaşırıldığı geleneksel bir çalışmadan bahsediyoruz.
Mudralar ise; daha önce hiçbir yerde ve çalışmada görmediğim tamamen gizli tutulmuş ve çok nadir kişilerle paylaşılan bir mudra olduğu için etkisinden emin olduğum için bu kadar net ve kesin konuşabildiğim bir hatta iki adet mudra.
Burada bir şey anlatmadan edemeyeceğim; bu çalışmayı yapmış çok sevdiğim bir danışanım; nasıl yani elimi göğsüme doğru getirip 2. mudrayı yaptığımda kendimi sonsuz ve özgür hissettim. İlk başta sana çok kızmıştım bu ne kadar uzun her ay veya her zaman yapılması gereken bir çalışma dediğinde. Ancak şimdi istemsiz olarak kendiliğinden zaman yaratıyor ve yapmak istiyorum. Çünkü iyiliği bana hatırlatıyor demesi bana inanılmaz güç vermiştir.
Sadece kişinin inanmasına gerek yok. Sistem inanamasa da çalışıyor. İstekli olarak yola çıkması ve sürekli yapması yaşamının ve zihninin kalitesini tamamen arttıracak ve puzzle kısa sürede tamamlamasına izin verecektir.
Ancak tekrar ve tekrar üzerinde durmam gereken bir şeyi yeniden belirtiyorum:
Bu çalışmalar sizin istediklerinizi yerine getirmek için yapılan çalışmalar asla değildir. Önce enerjinizi toplamanıza fayda edecektir. Tıpkı Qigong gibi. Bu çalışmalar sizin geçmişte atalarınızın karmaları neticesinde ortaya çıkan (mükemmel mirasları olabilir, büyük ödenmesi gereken yükler olabilir) sizi rahatsız eden ve yolunuzda gitmenize engel olan tüm etkilerini azaltarak benliğinizi özgürleştirmeyi hedefliyor ve yapıyor.
Yani bunu yapıp hemen evlenmeyi beklemeyin, ya da zengin olmayı beklemeyin. Bırakalım hayat Yüksek bilincinizle yaşamınızı ne yönde ilerleyeceğinize dair ip uçlarını önünüze koysun. Sizin bilinciniz yükseldikçe bu isteklerin ne kadar aşağı bir bilince ait olduğunu fark edeceksiniz. Tabi zamanla.
Bazi Analizi’nin Batı astrolojisinden farkı nedir? Yoksa ikisi de farklı yollardan gidip aynı sonuca ulaşır mı?
İkisinin farkını şöyle açıklıyorum. Taoist BaZi tüm şart ve koşulları ele alarak ileriler ve size bir yol haritası çizer. Burada sadece gökyüzü ve gezegenlerin etkileri yoktur. BaZi de yer, gök ve insanlığınızın yani kendinizin karar verme ihtimallerinizi de baz alarak bir şeyler anlatır.
Örneğin az önce de anlattım; tutulmalar, dolunay, depremler, tsunami, olumlu doğa olayları, mevsimler ve açan çiçeklerin miktarı, bu yılın hasadı, evler, konumları vb. konulara kadar etkilenir ve etkiler.
Batı burcularında gökyüzü hareketleri, Merkür gerilemeleri vb. etkiler görülür, anlatılır ve çok değerlidir.
Ancak özellikle Taoist BaZi & Çin Astrolojisinde bu ve benzeri doğa olaylarının etkilerinden tutun bunların ne getireceği, neye işaret ettiğine kadar görebilirsiniz.
Farkı kısaca budur. Ancak elbetteki bazen benzer olduğumuz noktalar çıkabiliyor ancak çok az.
‘’Bir danışanımın bana aktardığını anlatmak istiyorum. Evime ne eşya alacağıma kadar bilmeni medyumluğuna yoracağım ancak bana iki gün önceden mesaj atmış olduğun için bunun çok farklı bir bilgi olduğunu şimdi anlıyorum.’’ Dediğinde farklı olduğunu daha net anladım.
Yine bir örnek veriyorum “Ateş burcuyum Batı astrolojisinde; ama internete baktım Toprak Ejderha burcuymuşum şimdi ben hangi elementim anlamıyorum? diye sorabiliyor.
Sormakta çok haklılar ancak ikisi kardeş olsa da çok farklı bakış açılarına sahip metotlar. Örneğin daha önce de dediğim gibi Batı Astrolojisi Gökyüzü ve Gezegenlerine göre bilgi verirler. (Çok derin bilgiye sahip değilim sadece 2 seviye eğitim aldım. Hatam varsa affetsinler lütfen) ve 4 elementleri vardır.
Hava, su, ateş ve toprak elementleri ile çalışırlar.
Taoist BaZi Analizi (Kaderin Dört Sütunu) 5 Element ile çalışır. Yersel ve Göksel enerjilerin ve etkilerin insanlık (bilincimize, kararlarımıza) olan etkilerini içeren bilgileri de aktarır.
Yani ikisi kardeştir. Aynı evren bilgisini taşır ancak anlatış, aktarış, bilgileri ve bakış açıları biraz farklıdır.
Kişinin Bazı tablosu için yine doğumu tarihi ve saati mi gerekiyor?
Kişin BaZi tablosu için doğum tarihini, saatini, yerini net olarak bilinmesi gerekiyor. Tarihi bilinmediğinde net olarak saati belirleyici bir unsur varsa ona göre de harita çıkarılabilir. Ancak spesifik bilgilerinin olması gerekli. Örneğin 1965 yılında sabah ezanı okunurken ya da ikizimden 5 dakika sonra gibi.
Bu bilgilerin netliği sizin haritanızda netliğini getirerek doğru bir şekilde yol almamızı sağlıyor.
Bir fikir edinmek için kendi bazı tablomuzu görebilir miyiz, bize bir anlam ifade eder mi?
Özellikle Taoist BaZi Astrolojisinde tüm elementler ve burçlar birden kendi arasında bile formlara ayırılıp gözlem gerektirebiliyor. Kendi BaZi tablonuzun size veya isteyen bir kişiye bir anlam ifade edebilmesi için bir alt yapı mutlaka şart. Öncelikle boşluk enerjisi ve yin- yang dan başlayıp elementleri ve ilişkilerini bilmeli; yaşamınızda ve haritanızdaki konumlarının hangi sütuna denk geldiğini, o sütunun ne ifade ettiğini element ve burçlar arası ilişkileri bilmeniz şart.
Bir de en önemli nokta şu; internette yılınızdan Çin Burcunuzu buldunuz diyelim. Çin Burçları sizin doğduğunuz enerjinin karşılığındaki burçtur. Örneğin 1968 biri Maymun burcu oluyor. 12 yıl sonra 1980 li biri yine Maymun burcu oluyor. Ancak bu ikisi aynı özelliklere sahip değiller. Çünkü biri Toprak Maymun bir diğeri Metal Maymun oluyor. Yani özellikleri çok farklı ve yaşama bakış açıları da.
Bunu geçelim, tüm 2019 doğumlular bu yıl Su Domuz’ u olacaklar. Her biri aynı olacak mı? Elbette ki hayır. Bu nedenle sadece yılınıza bakarak yorum okumak değil ama bir bilene sorup en azından ay burcunuzu da öğrenip okumanız da yarar görüyorum.
Çünkü Çin Astrolojisinde ve Taoist BaZi de pek günlük yorum yapılmaz. Aylık ve yıllık enerji bilgileri paylaşılır. Ancak bugün Ejderha burçlarını şunlar bekliyor diye bir ifade olmaz çünkü o kadar çok faktör var ki etkileyen; bu konular tercih edilmez.
Aylık ve yıllık genel burç enerji bilgileri paylaşılabilir.
Ülkelerin de bazı tabloları var mı? Yorumlanabilir mi?
Her bir olayın, kişinin, ilişkinin olduğu gibi ülkelerinde yorumu yapılabilir. BaZi ve Çin Astrolojisinde 60 yıllık bir döngü üzerinde durulur.
2019 bazı konularda kafa karışıklığı ve kararsızlık hakim olabilir. Su ve toprak ile ilgili birçok deprem, sel, kaza ve olaylara tanıklık edebileceğiz diyebiliriz. 2019 yılının elementi Yin Toprak elementidir. Domuz burcu da Yin Su elementini taşır. Bu sembollere bakınca, Toprak elementinin, Su elementi üzerinde durduğunu anlıyoruz. Bu elementlerin (Su ve Toprak) birbiri ile olan ilişkileri çevreyi ve yaşamı yıkıcı ve yıpratıcı bir duruş sergileyecek.
Örneğin 1959 yılında Kars’ta bir yanardağ faaliyete geçmişti ve Sütlübiyan dağında iki krater oluşmuştu. Yanardağın tehdit ettiği Pernavut nahiyesi ise boşaltılmıştı.
Elbette aynı yerde aynı şeyleri beklemek doğru değil ancak enerjilerin net ifadesi şu ki;
Sel, toprak kaymaları vb. olayları bekleyebiliriz.
Ülkemize Temmuz ve Ağustos bazında bakacak olursak; finansal kaynaklarının çok akıllıca kullanılması gereken bir döneme girdik. Göksel enerjiler aşırı finansal zorlanmaların olacağına işaret ediyor. Ekonomik ve finansal göstergeler açısından temmuz itibari ile başlayacak olan sıkıntılı sancılı dönem 2020 Temmuz ayına kadar da sürecek, derinleşebilecek sorunlara işaret etmekte.
Aynı zamanda ülkenin kendi içerisinde verdiği kararlar ile ilgili sorunlar yaşayacağı ve geçmişte alınan birçok kararın bu ay ve bir sonraki aylarda düzeltilmeye çalışılarak Sosyo-kültürel alanda ilerlemeler göstermeye çalışılacağını görüyoruz. Bunları yanında ülkenin öne çıkacağını, dünya gündeminde konuşulacağını özellikle dış ilişkiler adına temmuz ayının karışık geçebileceği ön görülebilir.
Özellikle deniz, denizaltı savunması ve toprak ile ilgili konular, Kıbrıs ve Suriye gibi birtakım ilişkiler gündeme gelebilir. Ülke savunması, askeri konuları da duyma ihtimalimiz çok yüksek bu 4 ay boyunca. Aynı zamanda vergiler ve zamlar ekonomik endişeleri ve para piyasalarına etkileri görülebilir.
Ağustos ise otoriter yapıların zayıflayacağı, belki yönetim kadrolarında düzenleme ve değişim yapılacağı; ortakların ve anlaşmalar içinde bulunan bize güç sağlayan veya bizi güçsüz bırakan ülkeler, kişiler, anlaşmaların gündeme geleceğini görebiliriz.
Çin Astrolojisi ve BaZi Analizinde en önemli konulardan biri ise 60 yıllık döngülerdir.
Örneğin Türkiye’de yine 1959 yılında yaşanan çoğu olay ve durumun benzer döngülerinin tekrarı veya benzerinin yaşanacağını söyleyebiliriz. Bir örnek verecek olursak; Türkiye Tahran’da yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyonası’nda 57 ve 62 kiloda madalya alındı ve takım halinde Dünya İkincisi oldular. Bu yıl da aynı dalda olmasa da başka dallarda Türkiye adından söz ettirecek diyebiliriz.
Sadece ülke bazında değil de genel olarak 2019 yılı; kişilerin, toplumların kendilerine daha çok bakmasını sağlayacak bir yıl olacak. Yıllardır bitirmek istenilen kendimizle, toplum veya gelecekle ilgili birçok konuyu, farklı nedenlerle bir arada olduğumuz fakat bizi beslemeyen ilişkilerimizi, taşımak istemediğimiz sorumlulukları bu yıl çözmemiz için çok iyi bir fırsatlar önümüze gelecek. Bu yılın verdiği genel etki yavaşlamak, hayatın çok hızlı akan sarmalından biraz çıkabilme, değişimi ve dönüşüme adım atmak ve yenilenme tohumları ekilecek bir yıl olacak.
2019 Toprak Domuz yılında güçlü Su elementi (Domuz burcu) geldiğinden Ateş neredeyse tamamen sönecek ve bu yıl ekonomik zorlukların daha çok artacağını, ekonomik büyümenin iyice yavaşlayacağını bir yıl olacak. Ayrıca Ateş elementinin verdiği neşe ve iyimserlik duygularının yerini Su elementinin getirdiği korku ve endişe duygularına bırakması, ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyen diğer bir faktör olacak.
Özellikle Ağustos ve Eylül aylarında Metal elementinin sektörleri olan makine, mühendislik, otomobil, ileri teknoloji alanlarında ilerlemeler kaydedilecek. Yeni atılımlar duyabileceğiz ve firmalar aktif bir şekilde gündemde olacaklar gibi gözüküyor. Birçok teknolojik alet, yeni ürünlerle karşılaşılabilir ve yenilikler görebiliriz.
2019 Toprak Domuz yılı, her an kaymaya hazır bir toprak zemin üzerinde duracağımıza da işaret ediyor. İlişkilerden ekonomiye, siyasetten ,sağlığa, aile içi ve çevremizdeki her alana kadar birçok konuda düzene girmeye başlıyor dediğimiz konular birden bozulabilecek. Ayağımızın altındaki toprak kayabilecek benzer şekilde yaşadığımız çevrede seller, karada (Toprak) ve denizde (Su) etkisini gösteren fırtınalar, depremler ve heyelan gibi felaketler yaşanabilecek.
Domuz burcu lüks tüketim, seyahat, yer değiştirme, taşınma gibi faaliyetleri tetiklediği için, bu yıl birçok insan hareket halinde olacak. Uçak, deniz ve kara kazalarında artış görülebilecek. Çünkü enerjilerin birleşmesi gibi bazı enerjiler birbirini sevmiyor ve kaza ve cezalara da yol açabiliyor. BaZi ve Çin Astrolojisinde bu olaylar kazalar ve cezalar; ikili ve üçlü cezalar,toprak ve ateş cezası gibi adlar ile tanımlanır. Bu nedenle özellikle bazı aylarda, günlerde ve saatlerde yola çıkarken, önemli bir iş imzalarken gerekli tüm önlemleri almak yerinde olacaktır.
Hangi tür olursa olsun astrolojide “kehanet” algısı var. Siz bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?
Böyle bir algı eskiye göre şimdi daha az gibi geliyor ancak yine de kehanet gözüyle bakılıyorsa eğer şunu söylemek isterim. Herhangi bir şeyin; kehanet olabilmesi için onun hiçbir veriye dayanmadan ruhsal olarak, hissederek ve benzeri şekilde geçekleşmemiş bir olayın önceden bilinmesi gerekir.
Astroloji veya kendi alanımda Taoist BaZi ve Çin Astrolojisine bakarsam burada kehanet değil; bir matematik bir sistem olduğunu söylemem gerekli. Çok basit, temel fizik ve matematik kurallarının yorumlanarak yaşama adapte edilmiş halidir BaZi. Baktığınızda şunu görürsünüz. Bir araç yolda giderken daha önce aynı yoldan 60 kez geçmiş 5 tip araç şoförünün; hangi tekerleğinin hangi çukura gireceğini bilmesi gibi bir konudur.
Kehanet gizemlidir ve çekici gelebilir ancak benim için yaşamda, evrende bir sistem dahilinde bizlere mesajlar verir. Bir şeyler anlatır ve hediyeler sunar aslında. Hissetmek, algılamak veya bilmek kalpten gelir.
Bir kişi aramadan önce aklınızdan geçirmeniz veya sevdiğiniz birinin çok mutlu olduğunu hissedip sesini duymak istemeniz kalpten gelen, aynı frekansta olan kişilerin anlaşma biçimidir. Ancak bir kehanet diyorsak bir Ba Ba Vanga Kahindir, bir Nostradamus Kahindir. Bilmek ve ön görmek arasında büyük farklar var benim için. Bilsem de söylemek istemem o kadarı bir sorumluluk ve gereksiz bir enerji yükü, karma oluşturur. Ancak öngörüp tahmininizi paylaşmak, bir kehanet değildir. En azından benim yaptığım bir meteoroloji tahmini yapan kişiden bir farkı yoktur. O da birtakım verilere bakar, orayı hesaplar, rüzgar yön vs ve 3 gün içinde şiddetli bir yağmur geliyor diyebilir.
Bir meteoroloji uzmanı ne kadar Kahin ise bende o kadar kahinim.
Aslolan yaşamı; en iyi ve verimli bir şekilde yaşayabilmek ve elinizden geliyorsa bu verimli hali paylaşabilmektir. Bir nefeslik ömüre bin bir nefes sığdırmak yerine; aldığınız kadarıyla bilgiyi paylaşıp yaşanabilir bir dünya ve bir yaşam yaratmak pahabiçilemez.